Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Açık Radyo’nun lisansını “toplumu kin ve düşmanlığa tahrikten” 5 gün program durdurma cezasına uymadığı gerekçesiyle iptal etti. Karara tepki gösteren Basın Konseyi, RTÜK’ün sansür ve ceza kurumu olmadığını hatırlatarak, “Açık Radyo’nun lisansını iptal etmesi, Anayasal teminat altında bulunan basın özgürlüğü ihlalidir” dedi.
RTÜK, Açık Radyo’da yayımlanan Açık Gazete programına beş gün yayın durdurma ve para cezası vermişti. Gerekçe, yayında Ermeni Soykırımı’dan bahsedilmesi ve programcının bunu “düzeltmemesi”ydi.
Ancak bugün RTÜK üyesi İlhan Taşçı, RTÜK’ün Açık Radyo’nun lisansını “toplumu kin ve düşmanlığa tahrikten” 5 gün program durdurma cezasına uymadığı gerekçesiyle iptal ettiğini duyurdu, “Oysa yayıncı para cezasını ödemiş, ancak yayını kesmemiş. Bu durum yayıncı lehine yorumlanmalıydı” dedi.
Açık Radyo’dan yapılan açıklamada ise, “İl03k taksit ödenmiştir. 30 yıldan beri yayın hayatına devam eden Açık Radyo, bundan sonra da aynı evrensel gazetecilik ilkeleri doğrultusunda, aynı sorumlulukla yayın hayatına devam edecektir. Basın ve ifade özgürlüğü kapsamındaki bir ifadeden yola çıkarak yayın izninin iptali noktasına gelinmesi kabul edilemez” ifadelerine yer verildi.
Basın Konseyi de lisans iptali üzerine açıklama yaptı. “Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK), Açık Radyo’nun lisansını iptal etmesi, Anayasal teminat altında bulunan basın özgürlüğü ihlalidir” denilen açıklamada, RTÜK’ün sansür ve ceza kurumu olmadığı hatırlatılarak şöyle denildi:
“RTÜK, bir programı nedeniyle Açık Radyo’ya idari para cezası ve beş gün yayın durdurma cezası vermiş; üst sınırdan verilen para cezasının ödenmesine rağmen program durdurulmadığı gerekçesiyle lisans iptaline gitmiştir. Üst Kurul’da iktidar kontenjanından seçilen üyelerin oy çokluğu ile aldığı bir kararla, 30 yıldır yayında olan Açık Radyo’nun susturulması kabul edilemez.
Basın Konseyi olarak, RTÜK’ü kuruluş yasasında asli görevi olan yayın hizmetleri alanında iletişim ve ifade özgürlüğüne sahip çıkmaya, farklı görüşleri ve çoğulculuğu güvence altına almaya davet ediyoruz.
RTÜK’ün, sansür ve ceza kurumu olmadığını bir kez daha hatırlatıyoruz.”